Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | son çıkan | latest adj. | ||
It's office and retail space, plus housing all built with the latest green technology. Ofis ve geri dönüşüm alanları, ayrıca son çıkan çevreci teknoloji ile tasarlanmış konutlar. More Sentences |
||||
General | son çıkan | brand new n. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | en son çıkan şey | last word n. |
General | son çıkan yenilikler | latest n. |
General | en son çıkan haberler | latest n. |
General | son dönemde ortaya çıkan şey anlamındaki, şaka yollu veya aşağılayıcı sıfat | nouveau adj. |
General | son dönemde ortaya çıkan şey anlamındaki, şaka yollu veya aşağılayıcı sıfat | nouveaux adj. |
General | -den çıkan anlamı veren son ek | -genous suf. |
Botanic | ||
Botanic | pas mantarının yaşam döngüsünün son aşamasında ortaya çıkan klamidospor | teliospore n. |
Geology | ||
Geology | volkanik aktivitenin son aşamasında karbon dioksitle beraber açığa çıkan bir miktar nitrojen ve oksijen | mofette n. |